Ünlü sanatçı Alberto Giacometti, Paris’te eski dostu Amerikalı yazar James Lord’a rastlar ve çok enteresan bir yüzü olduğu için bir portresini çizmek için ısrar eder. Kendi stüdyosunda yapacağı tablo, sonuçta yalnızca birkaç gününü alacaktır. Teklif karşısında Lord’un gururu okşanır ancak günler haftalara, haftalar aylara eklenip de portrenin bitişine dair tünelin ucunda bir ışık görünmediğinde Lord, bu kararsız dahi tarafından tüm yaşamına el konulduğunu fark eder. Keyif ve hayal kırıklığı arasında gidip gelen Lord, en sonunda Giacometti’nin kaotik aklının matematiğini çözümler ve bizler de onlarla birlikte bir dahinin başyapıtlarından birinin tamamlanışına şahit oluruz.